Muharrem Ertaş (1913 – 3 Aralık 1984)
“Bozlak; Gök kubbeye fırlatılan çığlıktır.” diyen ve Bozlak müziğinin en büyük sanatçısı olarak bilinen Muharrem Ertaş, özellikle Dadaloğlu ve Karacaoğlan’dan havalandırdığı eserlerle bilinir. Yanık sesi, dertli sazı ile adını Türk saz ve söz sanatının ustalar, arasına yazdıran ünlü “Bozlakçı” Muharrem Ertaş, 1913 yılında Kırşehir’e bağlı Yağmurlu Büyükoba’da doğdu. Okumayı kendi kendine öğrendi ve saz dersleri aldı. Yağmurlulu Yusuf Ustadan aldığı derslerle yetişti. 300’ün üstünde şiir ve koşmayı, bozlak haline dönüştürdü. Kendisinin muhtelif deyişleri bulunmaktadır. Ezgileri ile Kırşehir’in adını duyuran Muharram Ertaş’ın 8 çocuğu vardır. Kırşehir Belediyesi tarafından 1990 yılında şehrin merkezine yakın askerlik şubesi binası karşısına anıtı dikildi. 2002 yılında da Terme mevkine oğlu Neşet Ertaş ile anıtı yapıldı.
Kendi deyimi ile “yavrusunu kaybeden devenin bozuğlaması” olan bozlağa en uygun gırtlak yapısına sahip Muharrem Ertaş’ın annesi Ayşe Hanım babası Zurnacı Kara Ahmet’tir. Anadolu’nun bir çok yerinde profesyonel müzisyen olarak karşımıza çıkan Abdal Aşireti’nin Orta Anadolu’daki en büyük koluna bağlı olan Muharrem Ertaş’ın ataları, Ala Kilise’lidir. Abdalların göçer bir aşiret olmalarından ötürü daha sonraları Kırşehir yöresine yerleşmişlerdir. “Ustaların ustası” Muharrem Ertaş, Bozlak geleneğinin en büyük temsilcilerindendir. Ses genişliği, rengi ve tınısının yanısıra, gırtlak nameleri, çarpma, titreme ve trilleri, kendine has ses kullanma teknikleri ve bütün ayrıca iyi bir bozlak icraası için olmazsa olmaz şartlardan birisi olan “yiğitce edası” ile Muharrem Ertaş gelmiş geçmiş en büyük bozlak okuyucusu olarak kabul edilir. Oyun ve halay türküleri başta olmak üzere, Dadaloğlu’ndan, Karacaoğlan’dan, Kerem’den, Aşık Galip’ten, Pir Sultan Abdal’dan ve Aşık Said’ten pek çok türkü okumuş ve eserlerinin bir çoğu TRT ve halk müziği repertuarında çeşitli sanatçılar tarafından söylenmektedir. Her eserini o anki ruh halinin bir gereği olarak, her seferinde yeniden yorumlar.
Bu dünyada 71 yoksul, kendi halinde ve sessiz yaşayan Muharrem Ertaş, 1984 yılının 3 Aralık günü yine sessiz bir şekilde vefat etti. Son sözleri gerisini tamamlayamadığı; “Sazımın emaneti…” oldu.